YETKİLİ SERVİS, DERTLİ!
30 yıllık servisçi meslektaşlarımız, hiç bir dönemde bu kadar sahipsiz ve yönetim zafiyeti görmediklerine işaret ederler. İş modelleriyle ilgili bizden sonraki kuşaklara devretmek, evlatlarımıza yapılabilecek en büyük kötülük diyor ve ekliyorlar. Karlı bir sektör olmaktan çıktıklarını, fırsatını bulanların devir veya risklerini küçültüp sektörden uzaklaşmayı seçtiklerini görüyoruz. Süslü reklamlarla bezenmiş ürünlerin hizmetlerini sağlarken gösterdikleri özverilere rağmen günün sonunda enerjilerine karşılık alamayan bi dolu, çalışanlar. Sıklıkla değişen yönetimden dolayı, muhatapların ekip adaptasyonuna yansıyan olumsuzlar ve iş verimine etkilerini konuşuyorlar. İletişim teknolojilerinin çok hızlı güncellenmesine uyumda ekonomik yüklerin artması. Personel tutabilme, ihtiyacının karşılanabilmesi, işe adaptasyonu, verim alabilmedeki motivasyonları ve eksikliklerinden dert yanıyorlar.
KONULAR, KONULARI AÇIYOR,
DERTLER, SORUNLAR ve SERZENİŞLER…
Markaya sadakat ve bağlılıkta erozyon
İşe yatırım, (araç, dekorasyon, ekipman vs.)
Marka Yöneticilerinin aidiyet eksikleri.
Firmaların, yedek parça satışları, ek garanti ve diğer uygulamalarla ciro hedefleri
Tüketici memnuniyetinin izlenmesindeki (taraflı kararlar) etkileri
Sıklıkla değişen prosedür ve raporlama yükleri
Eğitim giderlerinin servis sağlayıcılarına yüklenmesi
Mesai kavramlarının çok ötesinde, performans talepleri
Bayiler karşısındaki statülerinin korunamaması
Hak edişlerin yıllarca değişmemesi
Ürün taşımada karşılaşılan riskler ve personellerin koşullarının iyileştirilmemesi
Genç girişimcilerin iş modeline ilgisizliği
İllegal faaliyetlerden doğan zararın önlenmesine dair, marka yöneticilerinin kayıtsızlıkları
SUBLİMİNAL MESAJ:
Bu markaların bayileriyle yaptığımız görüşmede, içi kan ağlayan kıçı raptiyeli adamlardan bihaberler…
Bu işler, için için nöbet geçiren hastalıklı ruhlara dönmüş de haberleri yok.
Ya MARKA YÖNETİCİLERİ,
Siyasetin dili gibi, günü ve koltuğu kurtaran en karlı olanı.